Bu defa Osmanlıda Bâbı Meşihat ’da denen Şeyhülislam Kapısını birlikte aralayalım. Bunun için;
Ağa Kapısı başlıklı yazımızda sözünü ettiğimiz, bugünkü İstanbul Müftülüğü olarak kullanılan Süleymaniye’deki Fetva Yokuşu adresine, Süleymaniye Cami karşısına geri dönmeliyiz.
1826 Yılında Vakayı Hayriye’den sonra mahkeme, medrese gibi bütün din kurumlarının yönetim yeri olan burası, Osmanlının idari ve siyasi devlet faaliyetlerinin yürütülmesinden dolayı Şeyhülislam Kapısı olarak adlandırılmıştır.
Yeniçeri Ocağının lağvedilmesi dolayısıyla öncesinde Yeniçeri Ağası yönetiminde olan bu binalar topluluğu için kullanılan Ağa Kapısı adının bile yasaklandığını, II. Sultan Mahmut fermanında görebiliyoruz. Padişah fermanıyla Şeyhülislam’a tahsis edilen burası, Meşihat Kapısı yani fetva ve Şeyhülislam Kapısı olarak niteleniyordu.
Fetva terimi ise kanun yerine geçen din hükmü demek olup müftülük makamları yetkisinde iken fetva derecelerinden ötürü en büyük fetva şüphesiz en büyük din makamı olan Şeyhülislam Kapısından verilirdi.
Halifelik Osmanlıya gelmeden önce Devletin din işleri Müftülük / İftâ makamınca yürütülürdü. Mesela Molla Fenari, hem Fatih’in hocası, hem de devrinin ünlü müftüsüdür.
Osmanlıda Şeriye mahkemeleri fıkıh / fetva hükümlerine göre karar verirlerdi.
Yavuz Selim’le Hilafet gelince Halifeyi Ruyi Zemin yani Allah’ın yeryüzündeki gölgesi sayılan Halife padişahların sorumluluğu ve iş yükü arttı. Padişahın yetki devrini yaptığı Şeyhülislamlık Kapısında ise Sahnı Seman müderrislerinden sekiz kişilik bir Fetva Kurulu oluşturulduğunu biliyoruz.
Zembilli Ali Cemali Efendi gibi ünlü âlimler eliyle Şeyhülislamlık Makamı oluşup gelişti. Öyle ki Kanuni devrinin ünlü Şeyhülislamı Ebussuut Efendinin günde 1400 den fazla fetva verdiği rivayet edilir.
Sonraki Şeyhülislamlar; çocuk, deli veya sarhoş Halife Padişahlar yüzünden iç siyasi olaylarda sık sık azledilmişler veya katledilmişlerdir. Osmanlının bu yüzden 124 Şeyhülislam sayısına karşılık, kurumsal olarak ancak 60 civarında Fetva Emini olmuştur.
Adından da anlaşılacağı üzere Fetva Emini denilen kişi, fetva emanetini alınca olumlu olanları yeşil atlas torbada, olumsuz fetvaları pembe atlas torbada saklamakla ve korumakla yükümlüydü.
Ah bu Şeyhülislamlar! Fetva Formunun altına bizzat el yazılarıyla caizdir/caiz değildir, vardır/yoktur, gelir/gelmez veya olur/olmaz hüküm cümlelerini yazmakla ve kendilerini fetvalarına bağlamak zorundadırlar!
Bolu İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğüm sırasında Bolu’nun tamamen arpalık olduğu söylencesini duymuştum. Meğer Bolumuzun mahsulü, Fetvahane ya da Şeyhülislam Kapısı memurlarının maaşlarının ödenmesine tahsis edilmiş…
Şeyhülislam Kapısının size açılma önemi bence Hanefilik başta olmak üzere İslam Fıkhının ve mezheplerinin, başlangıcından itibaren muazzam birikiminin düşüncelerinize ve gözlerinizin önüne serilmesidir.
Defatir denilen Fetva kütük kayıtlarına artık bakılmalı değil mi?
*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.