Sanayide maalesef çok geride kaldık. Kendi arabamızı, silahımızı daha yeni yeni yapmaya başladık. Özellikle yazılım alanında az gelişmiş bir ülkeyiz. Dünya dizaynı artık yazılım, çip ve teknolojileri üzerine kurulmuş durumda. Yazılıma gereken önemi vermeli ve en kısa zamanda uygulamalıyız. Sanayileşme üzerine çalışmaları arttırmalı ve sanayi seferberliği başlatmalıyız. Bunun istihdamı çoğaltmak gibi birçok sosyal ve ekonomik etkisi olacaktır.
Elbette ülkenin kalkınması için turizm önemlidir fakat sanayi daha önemlidir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda onların kalkınmasının en önemli nedenin sanayi olduğunu görüyoruz. Eğer ülkenin kalkınmasında turizm daha önemli olsaydı Akdeniz Bölgemiz bu ülkenin en gelişmiş bölgesi olurdu. Konuya analitik bir yaklaşımla baktığımızda en gelişmiş bölgemiz Marmara Bölgesidir. Çünkü bu bölgeye sanayi hakimdir.
Turizm sektörüne tüm imkânlarımız seferber edilirken biraz aşırıya kaçmıyor muyuz? İmkânlarımızı turizmden daha ziyade sanayiye yansıtmalıyız. İçinde bulunduğumuz şartların ortaya çıkardığı ihtiyaçlar düşünülürse sanayiye yönelmemizin gerekliliği açıktır. Bizler henüz gelişme evresinde bir ülkenin evlatları olarak sanayi ve yazılım bilincinin öneminin farkındalığı ile hareket etme mecburiyetindeyiz.
Maalesef geçmişte bazı devlet büyüklerimiz turizmi bacasız fabrika olarak ifade etmişler ve desteklemişlerdir. Özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesine, lüks otellerle devasa yatırımlar yapılmasına olanak tanımışlar, kalkınmanın turizme önem vererek olacağını düşünmüşlerdir. Turizm hizmet sektörüdür. Bu durumun bizleri ‘garson millet’ konumuna soktuğu aşikârdır. Biz kabımıza sığmayan bir millet olarak garson bir millet olmayı asla hak etmiyoruz.
Bizler, hedefleri olan bir milletiz ve bu hedeflere ulaşmak için uğraşımız ağır sanayi ve yazılım olmalıdır. Ülkemizde kalkınmanın, refahın, huzurun sağlanması sanayiye, üretime gerekli desteği vermekle olur.
Çevremizdeki ülkeler, özellikle Avrupa ülkeleri sanayiye yönelerek ülkelerini kalkındırmışlardır. Kalkınan batının iç yüzünü de çok iyi biliyoruz. Bir dörtlüğümde bunu şöyle ifade etmiştim:
Batıya özenme özü çalıntı
Övündüğü ilmi bizden alıntı
Açtığı yaralar oldu kalıntı
İmanla kalpleri biz sarmayınca
Tarihte devletlerarası dostluklardan daha önemlisi devletlerarası menfaatlerdir. Turizm çağrışımlarıyla kalkınmış Avrupalı emperyalistlerin, Türk milletini mutfağa sokup hizmet sektöründe kullanmalarını asla içime sindiremiyorum. Buradan hükümetimize sesleniyorum: “Bu ülkenin cennet parçası köşelerini satıp yabancıların tatil köyleri oluşturmasına, yabancıya toprak satışına ne zamana kadar ses çıkarmayacaksınız? Sabahtan akşama kadar vatan millet Sakarya edebiyatı yapanlar! Katar, senin ülkenden Katar gibi üç ülke daha kuracak kadar toprak aldı. Hem de tarla fiyatına... Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Bill Gates, Türkiye’den toprak satın aldı. Neden acaba? İzin vermeyin. Bizim ülkemizin tarımının bu topraklara ihtiyacı var.”
Çözülmeyi bekleyen sorun çok fazla. Tarım alanlarına uzanan yapılaşmadan mı bahsedeyim, orman yangılarının sonucunda yanan yerlerin imara açılmasından mı? Bu sorunlar Türk turizminin zararınadır. Birilerinin bu sorunlara el atması gerekiyor. Politik düşünceleri bir kenara bırakarak cennet ülkemizin talan olmasına müsaade etmeyelim. Bir şehirleşme, tarım ve kalkınma planımız olsun.
Turizm önemlidir fakat bu önem sanayi ve üretimin önüne geçmemelidir. Benim bakış açıma göre sanayi, yazılım ve tarım desteklenmeli, yatırımlar ağır sanayiye kaydırılmalıdır. Bu nedenle kararlı olmalıyız, planlı olmalıyız. Bu ülke basit siyasi çekişmelere kurban gitmemeli. Şuna inancım tamdır : “Eğer bir bütün olmayı başarabilirsek her engeli aşarız.”
Ve elbette iş ahlakı çok önemlidir. Kaliteye odaklanmalıyız, güvenilir olmalıyız. Peki, hazır mıyız? Bir olmaya, bütün olmaya hazır olanlara selam olsun! Bu ülkenin değerlerine sahip çıkanlara selam olsun! Şuurlu olanlara selam olsun, vesselam…
*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.