Salih KOZAN


kozanoglusalih@hotmail.com
  Tüm Yazıları

GÖNÜL SOFRASI

Değerli arkadaşlar, muhabbet insanların arasındaki bağı güçlendiren etkenlerden biridir. Aslında muhabbet, ‘yoğun sevgi’ demektir. Sevginin membaı, mutluluğun can damarı, muhabbettir. Eğer muhabbet duyulan şeyler başkalarına zarar veriyorsa ona muhabbet denmez, ‘saplantı’ denir. İfrat ve tefritten yani aşırı uçlardan kaçınmak, her zaman orta yolda olmak gerekir. O vakit haydi hep beraber gönül sofrasını kuralım, selam verelim, bir şiirimle sohbete geçelim…

Özene bezene, sevgiyle kurduk

Selamla başlayıp hal hatır sorduk

Tatlı muhabbetle yaralar sardık

Gönül sofrasından güzel yer yoktur

.

Yüreklere huzur aşı taşırdık

Ocaksız, ateşsiz hemen pişirdik

Tadı doyumsuzmuş bizde şaşırdık

Gönül sofrasından güzel yer yoktur

.

Kozanoglu derki benlikten geçtik

Gönlümüze göre can dostlar seçtik

Dost kelamı ile muhabbet içtik

Gönül sofrasından güzel yer yoktur

Gözümün önüne geliyor Ankara'nın kültür otağı Hamamönü. Kabakçı Konağı'ndaki zevkli programlar... Hacı Bayram'ın manevi havasını ve güvercinlerini, Kuğulu Park'taki ördekleri özledim. Üç beş arkadaş bir araya gelip edebiyattan, kültürden, siyasetten dem vuruyorduk. Bazen de futbola kayıyordu konu. İnanın çok şeye hasret kaldık. İlim meclislerini özledim. Ah ah yüreğim yanıyor bugün. Meğer mazideki ne çok şeye hasret kalmışım.

Dostlar meclisi toplanıp bir araya geldiğinde mis kokulu, bol köpüklü kahvede olunca muhabbet alıp götürürdü bizi. İçimizden biri ‘’Yaklaşın dostlar kahveler benden!’’ derdi coşkuyla. Önemli olan kahve değildi elbette, o kahvenin kimlerle içildiğiydi.
Haydi dostlar! Bu sefer kahveler benden. Dertleşelim biraz, biraz hasret giderelim. Hamalı olduğumuz suskunluklarımızı dökelim gönül sofrasına. Paylaşalım ki dert ve kederlerimiz azalsın. Söyleyin neden bahsedeyim size? Hayalimi mi anlatayım, gönül koyunun berrak sularına demir atıp sevgiden mi bahsedeyim?

Bu sofraya oturanlar hiç konuşmasalar bile birbirlerini anlarlar. Karşılıklı birer tebessümle bile nice köprüler kurulur. Buz tutan yollar erir, bahar geliverir. Yetiyor aslında bir tatlı sohbet ekonomik sıkıntıları, dertleri, kederleri ve tüm yorgunluklarımızı hafifletmeye. Hepsi de bir tebessümün atmosferinde eriyip kayboluyor. Sevgiden daha değerli güç, gönül tahtından daha değerli makam mı var? Ziya Gökalp demiştir ki: ''Dünya postası aksiliğe uğrayabilir ama gönül postası hiç yolunu şaşırmaz.'' Yıllardır bir şeyler karalarım, yazar çizerim. İnanıyorum ki gönül postası mesajdan bile daha hızlıdır, değerlidir…

Şunu kesin bir dille ifade etmeliyim ki, teknolojinin zirve yaptığı dijital dünyada, yüz yüze edilen sohbet insanın elindeki telefondan daha fazlasıdır. Karşıdaki insana, ‘sen benim için değerlisin’ mesajını vermektir. Çünkü bu hayatta önemli şeyler bazen mimiklerde bazen de beden dilinde gizlidir.

Eğer bu dünyanın bizlere yara olmasını istemiyorsak hakikati kendimize yâr edinmeliyiz. Bunu bilmeli ve hayatımızı ona göre şekillendirmeliyiz. Bir isteğimiz gerçekleştiğinde ya da bazı şeylere kavuştuğumuzda kendimizi kaybetmemeli, kibir dağları oluşturmamalıyız. Bazıları tutturmuş terapi terapi. Bana göre en güzel terapi ne biliyor musunuz? Kitap evlerini, sahafları ya da kütüphaneleri gezmek. İnanın, kültür denizinde demlenmiş duyguların havzası bize öz güven aşılar. Rahatlamamızı sağlar.

Eğer sorunlarla savaşmak istiyorsa insan, önce kendi cahilliğiyle savaşmalı, nefsini ezmelidir. Kazanmak istiyorsa eğer, çalarak değil hakkıyla çalışarak kazanmalıdır. Aksi halde kaybeden yine kendisi olur. Bende diyorum ki, ‘iyilikte yarış’ adına ne yapabiliriz? ''Ben bugün hiç iyilik yaptım mı? '' gibi soruları kendimize soralım. Peki, iyilik yapmak için çok çaba mı sarf etmemiz lazım ya da çok paramızın mı olması lazım? Elbette hayır! İmkânsızlıklar iyilik yapmaya engel değildir. Bazen bir tebessümle bazen de bir selamla karşınızdaki kişiye iyilik yapmış olursunuz. Hatta iyilik yaparak kendinize de iyilik yapmış olacaksınız.

Ayrıca ruhunuzu doyurmak için maneviyat en büyük mertebedir, zikir kalbin cilasıdır. İnsan manevi iklime bürününce huzur dolar. “Huzur İslam’dadır.'' dedikleri de bu değil mi zaten? Nitekim ödüllerin en büyüğü de dua değil midir? Dua almaya bakalım, duadan daha büyük ödül yoktur. Dua almak kendimize yaptığımız en büyük iyiliklerden biridir.

Yine konumuza dönecek olursak, 'Sözlerimizi kadrimizi bilene söylemeliyiz.'  Ötesi hep ziyan oluyor... İşte bu yüzden dostluğun, insanlığın, sevginin, saygının kıymetini bilen insanlarla hasbihâl eyleyelim ki gönülde çiçekler açsın, gönül kemâle ersin dostlar…

Muhabbet sofrasına testimizde olanları döktük. Gitmek kolay da değerli dostlar, sizlere veda etmek zor geliyor. Bana zamanını ayırıp okuyan gönül dostlarım, bir sonraki yazımda tebessümleriniz eşliğinde görüşmek dileğiyle... Sermayesi sevgi olanlara; sağlıklı, mutlu günler diliyorum.

*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.

  


 Okunma Sayısı : 1310

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 30550
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.