Erdoğan PAMUK


epamuk2001@yahoo.com
  Tüm Yazıları

MAKEDONYA GÖÇLERİ

Geçen hafta göç yazı çalışmamızda, tarihe karışan Yugoslavya ile giriş yapıp şimdiki halde bu ülkenin bize en yakın coğrafyasındaki Makedonya topraklarından 93 harbi ya da 1877-1878 Rus saldırısı ile başlayan ilk göç dalgasını işlemiştik.

Yazımızın en vurucu cümleleri olarak; Balkanlara yönelen Osmanlı fetihleri sonucu Anadolu’dan Makedonya’ya yapılan iskân göçleri ile bu göçlerin takriben beş asır sonra tersine dönerek katliamdan kaçan Türklerin topraklarını boşaltmasını hatırda tutalım.

Bu defa 1912 Balkan Savaşları ile Makedonya’dan ikinci bir büyük göç dalgası başlamıştı.

Savaşın gelişip yayılması ile Sırp ordusunun eline geçen Makedonya’da, mevcut nüfus dengesini Sırplar lehine değiştirmek için Türkler ve Arnavutlar başta olmak üzere Torbeş, Pomak/Turtsi, Gora/Goran, Potur/Kurki, Bogomil/Boşnak ve diğer Müslüman halklar göçe zorlanmışlardır. Burada altı çizili olarak diyoruz ki Balkan coğrafyasında her Müslüman, Türk sayılır. Ve güzel tarafı bu halkların etnik kökenleri farklı olsa da Türklük gurur ve şuuruna sahip olmaları, Türklüğe mensubiyet duygusu taşımalarıdır. Bu iddiamızın ispatı için İstiklal Marşımızın “Kahraman Irkım” diyen ırkçı şairi (!) Arnavut Mehmet Akif’i örnek versek yeter değil mi?

Sırplar ve diğer Hıristiyan Bulgar ve Yunanlıların Balkan savaşı sırasında göçe zorladıkları Türklerle beraber, yukarıda saydığımız Balkan halklarına şiddet, baskı ve kanlı uygulamalar ikinci büyük göç dalgasına yol açmıştır. İlk olarak 5 Aralık 1912’de 25.000 kişi katledilmiştir…

Bu katliama Sırpların yanı sıra Karadağ, Bulgar ve Yunanlılar da katılınca Ocak-1913’de öldürülen Türk/Müslüman sayısı bir anda 100.000/Yüz binin üzerine çıkmıştır.

Balkan savaşlarının şiddetlenmesi ile burada katledilen Türk/Müslüman sayısı 250.000/İki yüz elli bin olarak hesaplanmıştır.

Bu yıllarda Makedonya’dan göç eden, daha doğrusu kaçabilen Türk/Müslüman sayısının 150.000/Yüz elli binden az olamayacağı bildirilmekte, tam sayı verilememektedir. Çünkü oluşan kaos/karışıklık ortamında Batıya,  Arnavutluk yönüne de göçler olmuş ve Kosova’dan göçler ile Makedonya’dan göçlerin rakamları da birbirine karışmıştır. Zira Sırplardan sonra 1913-1919 arası Bulgaristan işgaline giren Makedonya’dan, Bulgaristan’dan hariç, en az 240.000/İki yüz kırk bin Müslüman’ın kaçarak Osmanlı’ya sığındığı kaydedilmiştir.

Kosova ‘dan da göçler konusunda 1930 Yılında Arnavutluk Hükumetinin açıklamasındaki iddiaya göre; Kosova’dan göç eden 140.000 kişinin sadece 10.000/On bini Arnavutluk’a 130.000/Yüz otuz bini Türkiye’ye göçmüştür. Buna mukabil Yugoslavya Hükumet bildirisinde ise göçmen Arnavutların büyük bölümü aynı yıllarda sefalet içinde Yugoslavya’ya, topraklarına geri dönmüştür.

Arnavutları anmışken bir fıkra aklımıza geldi: Malum Arnavutlar pırasayı, Tatarlar kabağı çok severler. Bir Arnavut “pırasa cennet yemeğidir” deyince; karşısındaki Tatar “hayır kabak cennet yemeğidir” demiş. Münakaşa başlamış ve büyümüş. Oradan geçen Bektaşî babası “İmanım durun hele! Âdem babamız cennetten çıkarken bir eline kabağı almış, pırasayı da kılıç gibi beline kuşanmış! İkisi de cennet taamıdır” diyerek kavgayı yatıştırmış…

Bu fıkra ile mizahımız yanında kültür ve medeniyetimize bakar mısınız?

Katliam insanlarla sınırlı kalmayıp Müslüman Türk’e ait ne varsa imha boyutuna ulaşmıştır. 1913 yılında Sırplar tarafından sadece Vardar bölgesinde 100/Yüzün üzerinde cami yıkılmıştır. Özgün Müslüman mimarisi, daha doğrusu Osmanlı’nın medeniyet yıkımı Balkanlarda da başlamıştır.

Balkanlarda, özellikle ağırlıklı olarak Makedonya’da yerleşik olan Müslüman Türklerin ilk büyük göçü 93 harbi sonrası; İkinci büyük göçü ise Balkan savaşları sonrası olmuştur. Cumhuriyet dönemine geçmeden önce hatırlayalım ki

Sayılmayız parmak ile

Tükenmeyiz kırmak ile

Taşramızdan sormak ile

Kimse bilmez ahvalimiz.

            Muhyî sana olan himmet

            Elif Allah, mim Muhammet…


 Okunma Sayısı : 287

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 305997
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.