Göç olayını hafife almayın
Göç olayları tarihin ta kendisidir.
Şimdi bahsedeceğim Avrupa ve ABD göçleri bu iddiamızın ispatıdır. Mesela;
Amerika kıtasının keşfi ile Kızılderililer katledilmiş, muazzam Maya, Dünyanın en büyük piramidini yapan Aztek ve hiç savaşmamış İnka medeniyetleri yok edilmiştir. Bunun üzerine köle ticaretine ihtiyaç duyulmuş ve 1801 yılına kadar Afrika’dan ABD’ye 12 milyon zenci taşınmıştır. Demem odur ki kızıl yenidünya artık kararmıştır. Tarihi, Avrupalılar eski dünya olarak kendilerince yapıp yazmıştır.
Zenci ticaretine/göçlerine paralel olarak aynı tarihe yani 1801’e kadar, Eski dünya Avrupa’dan da Amerika kıtasına göç hareketleri sürmeye devam etmiş ve bu beyaz/ kıyıcı/ yağmacı/kanun kaçağı Avrupalı göçmenler, göç ettikleri yenidünyada adeta insan bırakmamışlardır. Hernan Cortez, Almagro ve Pizarro gibi Avrupa’da ne kadar problemli, sadist, suçlu, kaçak, maceraperest insan varsa Amerika’ya göçüp burada çeteleşmişlerdir.
Coğrafi keşifler sonucu Eski dünyadan/ya da başta Avrupa olmak üzere yenidünyaya göç eden beyazların sadece ABD’de Kızılderililere yönelik 65 defa katliam yaptıkları arşivlerinde kayıtlıdır.
1801 yılından itibaren Avrupa’da başlayan ve hızla gelişen sanayileşmeye bağlı olarak gereken istihdam ihtiyacı yüzünden, Avrupa’dan göçler neredeyse durmuştur. Fakat;
Özellikle sanayileşemeyen ve ekonomisi bozuk Polonya, İtalya ve İrlanda gibi ülkelerden bu tarihten sonra ABD’ye 30 milyon kadar daha göçmen kabul edilmiştir. ABD’de İrlandalı ve İtalyan asıllıların/ kökenlilerin kahir ekseriyette/ezici çoğunlukta olmaları şüphesiz bu yüzdendir.
19. ve 20. Yüzyıllarda Hindistan, Avustralya, Endonezya, Malezya ve Yeni Zelanda gibi zengin kaynakları ve toprakları olan Güney Asya, Okyanusya ve Pasifikteki ülkelere bilhassa sömürmek amacıyla, başta Hollandalı, İngiliz ve Portekizliler olmak üzere 37 Milyon Avrupalının göç ettiği ileri sürülmektedir. Sayılan Asya ve Pasifik ülkelerine kaçak ve işçi statüsüyle ayrıca ne kadar Çinli ve Hintlinin göç ettiği kayıt dışı olup bilinmemektedir.
Avrupa’dan göçlerin bizi etkileyen, ilgilendiren ve hiç değinilmeyen bir yönünü burada ele alalım:
Alman, Fransız ve Hollandalı başta olmak üzere AB’den gelerek mülk edinip güney sahillerimize yerleşmiş Avrupalı sayısı artık 100 binlerle ifade edilmektedir. Bunlara Rus vatandaşları da eklenince Ülkemiz sahillerinin yabancı zenginlere peşkeş çekildiği izlenimi edinilmektedir. Bu durumu, nedense siyasilerimiz telaffuzdan /dillendirmekten dahi kaçınmaktadırlar. Bence en az Suriyeliler kadar vahim bir durum! Ne yapsın dürüst ve gariban milliyetçi Türk vatandaşı?
Çalakalem yazdığımdan tam da burada aklıma Prof. Dr. Hüseyin Atay geliverdi. Notlarımda gözüme ilk çarpan: “Müslümanlar felsefeye düşman olunca Kuran anlaşılamadı ve geri kalındı” Tam isabet ve Gazali’nin Tuhafetül Felasife Yani “Felsefenin tuhaflıklarını” Felsefenin tutarsızlıkları” olarak zaten anlamayan toplumumuza tercüme ederseniz olacağı budur. Behey izansız! İslam düşmanları! Özel ve Kamusal ayırım felsefesiyle Rorty ve “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır” diyen Wittgenstein, günümüzde Gazali’yi doğru anlıyorsa ve düşüncelerine dayanak alıyorsa sen niye anlamıyorsun? Niye düşünmekten korkuyorsun? Niye akletmiyorsun?
İbni Rüşt demeyeceğim ama İhvanı Safa demeliyim. Eğer İslam Medeniyetinden söz edeceksek bu risalelerinin Endülüs’ten Fransa’ya kaçırılışına, bilgi ve kaynak göçünün burada böylece Batı medeniyetinin kuruluşuna sebep olduğu gerçeğine vurgu yapalım.
Demek ki bilim ve medeniyet kişi ve kitaplarla göç ediyor! Nasıl ki Berabi denilen eski Mısır ve Hint kaynakları ile Antik Yunan Klasiklerinin tercümesi, İslam Medeniyetinin doğuşuna yol açmıştır. İşte Batı medeniyetinin kaynağı da Müslümanlar arasında revaç bulmayan ve siyaseten dışlanan İhvanı Safa risalelerinin Fransa, Almanya ve İtalya’ya kaçırılması sonucu olmuştur.
Bu gün Müslümanlık ne çekiyorsa düşünmeyen, üretmeyen, bilgisiz papağan Müslümanlardan çekiyor…