“Kapansın el kapıları bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu,
Bu davet bizim!”
Dizelerini okuyordu Zelimxan Yaqup. Türkiye Türkçesi yazılışı ile Zelimhan Yakup…
Altına her aklıselim sahibi vatandaşımızın imza atabileceği bu şiir, Merhum Başbuğun da TBMM kürsüsünden okuyup “Türkçeyi iyi kullanan büyük şair” nitelemesinde bulunduğu Nazım Hikmet’e aittir.
Kafkas Âşıklar Birliği Başkanı sıfatıyla Başkent’te tanıştığım Zelimhan Yakup, İstanbul’da kitaplarını bastırmak istemiş, lakin Nazım Hikmet sevgisi ve hayranlığından söz edince yüzüne bakılmadığından, adeta kovulduğundan bahsetmişti. Çay sohbetimizde Nazım’ın annesi Celile ile büyük şairlerimizden Yahya Kemal Beyatlı’nın aşk yaşadığını, aşkın olmadığı yerde bedii heyecan, dolayısıyla güzel şiir olamayacağını, Nazım’ın şairliğinde Yahya Kemal etkisi ve katkısından filan söz etmiştim. Hatta anekdot/esince şeklinde; Yahya Kemal’in cebinde bir tehdit pusulası bulduğunu, öğrenci Nazım’ın “Bu eve hocam olarak girdin ama babam olamayacaksın!” yazdığını ve onu annesinden kıskandığını anlatmıştım. Harika bir çay sohbeti olmuştu.
Bu dizelerde bahse konu el kapılarının Avrupa’ya işçi ihracımız ve işçilerimizin el kapılarında horlanmasını çağrıştırdığını kendisine yorumlamıştım…
Bakmayın siz öyle solun sahip çıktığı Nazım Hikmet’in Komünist sayılması dolayısıyla Zelimhan Yakup’un da İstanbul’da Komünist zannedilmesine:
“Yeni Mizan yeni dünya gurandı,
İlk andımız, son andımız Turan’dı,
Nişan veren peygamberdi, Kurandı,
Ne yazılsa hayıra yorum olacak,
Ezel ahir dünya Türk’ün olacak…”
“Yarın sabah Dünya bizim olacak” Diyebilen Şairin bu dizelerini Tiflis’te irticalen okumuş; yüce bir Türkçü kişilik sahibi Zelimhan Yakup, Gürcistan doğumlu olmasına rağmen duydum ki Türkiye’den döndükten sonra Azerbaycan Parlamentosunda deputat/milletvekili seçilmiştir. Beni derinden etkileyen bu âşık ve şair kişilik 2016 yılında 66 yaşında vefat etmiştir.
Ve Tiflis’te başlayıp Azerbaycan’da süren 8. Şairler Buluşması etkinliklerinde; durağı Cennet olası Zelimhan Yakup’u, hem de oğlu ile yâd ettiğimize, 15 İLESAMLI yoldaşımız şahittir. Dahası Anar, Ganire Paşayeva, Hayal Rzazade ve Jale Aliyeva gibi Azerbaycan seçkinleri önünde ezberimde olan;
“Dörtnala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim!
Bizim dostlar bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu dilek bizim!
Bizim dostlar bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak,
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu Cehennem, bu Cennet bizim!
Bizim dostlar bizim…”
Şüphesiz “el kapısı” geçim sağlamak için çalışılan yer demektir. Bazen gelin olarak gidilen ev anlamına da kullanılır. Nazım’dan sonra bu isimle sinema filmleri yapılmış, Tiyatro oyunları sahnelenmiştir. Lakin bu şiir Kuvayı Milliye Destanı gibi içimizde milli hisler uyandırmaktadır. Azerbaycanlı kardeşlerimizin Nazım Hikmet sevgisi ve hayranlığını bu açıdan değerlendirmeliyiz.
*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.