Hoca Ahmet Yesevi,
Hazreti Mevlana,
Hacı Bektaşi Veli
Ve
Ebu’l Hasan Harakani…
Hangisi daha büyük?
Kim hem bilim adamı hem kahraman?
Kim kimin hocası?
Anlatalım kararı siz verin…
Bakın Hazreti Mevlana aynen şöyle diyor: “Bizim söylediklerimiz Ebul Hasan Harakani’den aldıklarımızdan başka bir şey değildir.”
Hz. Mevlana’nın övgü ile bahsettiği Ebul Hasan El Harakani Hazretleri, Horasan’dan Anadolu’ya gelen ilk Alperenler’dendir. Tarihler 1033 yılını gösterirken Kars Yahni dağında düşmana karşı savaşarak şehit düşmüştür. O, Selçukluların Anadolu’ya girişini kolaylaştırmak için ilk yola koyulan Alperenler’in başında gelir.
Miladi 963–1033 tarihleri arasında yaşamış olan Ebül Hasan El Harakani Hazretlerinin asıl ismi Ali bin Ahmet bin Cafer’dir. Mevlana mesnevisi’nde ise “Ebül Hüseyn” diye geçer. Ayrıca Hz. Mevlana, şiirlerinde her zaman Harakani hazretleri için “Şeyh-i Din” ünvanını kullanmıştır.
Hazreti Pir Ebul Hasan Harakani, Horasan diyarının Rey şehrinin Harakan köyünde dünyaya gelmiştir. Kars hududu Yahni dağında düşmanla savaşırken sağ bacağından ve sol pazusundan yara alarak 1033 yılında kan kaybından şehit olmuştur. Türbesi Kars Kalesi’nin yanı başındadır.
Sultan Alparslan’ın Kars’ı fethi olan 1064 yılından 31 yıl önce ve Hacı Bektaşi Veli’nin de piri olan Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşadığı yıllardan yaklaşık bir asır önce, Mevlana Celaleddin-i Rumi’den yaklaşık iki asır önce Anadolu’ya müritleriyle gelen Ebul Hasan El Harakani, Anadolu’nun manevi geleceğinin Alperenlik ruhuyla ilk tohumlarını atmış ve ondan sonra Hoca Ahmet Yesevi’nin müritleri bu tohumları yeşertmişlerdir.
Ebul Hasan El Harakani Hazretlerinin tasavvufi anlayışında muazzam bir insan sevgisi hâkimdir. İnsanlara hizmeti kendi varlığının amacı olarak kabul etmiştir. “Allah’ım keşke ben ölseydim de başkaları ölümü tatmasaydı.” diyecek kadar insanları seven bir yüreği vardı. Yine; “keşke bütün yaratılmışların cezasını bana çektirseydiler de, onlar cehenneme girmeseydiler.” diyebilecek ölçüde insan sevgisiyle dopdoludur.
Ebul Hasan Harakani Hazretlerinin irfani açıklamaları, “Nur’ul Ulum” isimli eserinde toplanmıştır. Bu yazma eser tek nüsha halinde Britanya Müzesi Kütüphanesi’nde bulunuyor. Diğer yayın organları açısından; ilk kez 1914 yılında İngilizce olarak Prof. Dr. Reynold Aleyne Nicholson, “The Mystics of İslam” isimli eserinde, “Nur’ul Ulum”un bir bölümünün tercümesini, kitabının 5. bölümü olan “Veliler ve Kerametler” kısmında yayınlamıştır. Yine Rus tarihçi Vasiliy Vladimiroviç Bartols, bu eseri 1929 yılında “İran” adlı dergide Rusça olarak yayınlamıştır.
Harakani Hazretleri öyle bir hayat yaşadı ki; ölümünden çok sonra gelen Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi birçok zat, kendisinden övgü ile bahsettiler. Gelmiş geçmiş Saygın müellifler, Ebul Hasan El Harakani hazretlerini, bu fani dünyadan asırlar önce göçmüş olmasına rağmen, halen yeryüzünde söz sahibi olan beş büyük zattan biri olarak ifade ederler. Ayrıca Mevlana kaynaklarında ve Mevlana’nın kendi sohbetlerinde, Hasan Harakani için Evliyanın büyüklerinden insanları davet eden ve kendilerine Silsile-i Aliyye adını veren büyük âlim ve velilerin altıncısı olduğu ifade edilmiştir.
Gelmiş geçmiş tüm zamanların, en büyük beş zatından biri, büyük âlim ve velilerin altıncısı sayılmasına rağmen, Harakani Hazretleri çok az kişi tarafından bilinmekte ve tanınmaktadır.
Kars ve Karslılar olarak, bu büyük zatı yeterince tanımak ve dünyaya tanıtmak görevimiz olmalıdır.
*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.